[ad_1]
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi’nde, “Enflasyon oranımızın nispeten yüksek seviyelere çıkması bazılarını şaşırtıyor olabilir. Halbuki biz, aynı enflasyonu, onları daha da şaşırtacak hızla düşürebilme kabiliyetine de sahip bir ülkeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da dün başlayan Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi’nin katılımcıları ile bugün Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. Erdoğan, 12 ülkeden gelen akademisyen ve iktisatçılara hitap ederken şunları söyledi:
“YAŞANAN HER KÜRESEL KRİZ, YAKLAŞIMIMIZIN NE KADAR DOĞRU OLDUĞUNU TEYİT ETMİŞTİR: Özellikle iktisat politikaları konusunda, ilk dile getirdiğimizde ve uyguladığımızda pek çok çevrenin akıntıya karşı kürek çekme derecesinde garipsediği yaklaşımlarımız vardı. Buna karşılık yaşanan her küresel kriz, bizim yaklaşımımızın ne kadar doğru, geliştirdiğimiz yöntemlerin ne kadar gerçekçi, uygulamalarımızın ne kadar sağlıklı olduğunu teyit etmiştir. Esasen bizim yaptığımız, Amerika’yı yeniden keşfetmek veya gökten zembille yeni bir şey indirmek değildir. Bizim yaptığımız iş, dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeleri, ülkemizin bu tablo içindeki yerini, imkanlarımızı ve zorluklarımızı en doğru şekilde analiz ederek kendimize yeni bir yol çizmek olmuştur.
EKONOMİ POLİTİKAMIZI, KENDİMİZİ TUZAKLARDAN KURTULABİLMEK İÇİN AYRIŞTIDIK: Açıkça itiraf etmek isterim ki ülkemize karşı haksız, hukuksuz, adaletsiz bir şekilde uygulanan siyasi ve ekonomik yaptırımlar, bizi bu yolu aramaya mecbur bırakmıştır. Uzunca bir süre küresel ekonomik sistemin kuralları çerçevesinde yürüttüğümüz ekonomi politikamızı, bu tuzaklardan kendimizi kurtarabilmek için ayrıştırdık. Bunu yaparken de asla küresel ve mali gerçeklerden, iktisat teorilerinin önümüze serdiği muhteşem birikimden, asırlık zengin tecrübelerden kopmadık. Tam tersine, hepsinden de en üst düzeyde istifade ederek kendi özgün ekonomi modelimizi oluşturduk.
NE YAPTIĞIMIZI, NE İÇİN YAPTIĞIMIZI, NEREYE VARACAĞIMIZI BİLİYORDUK: Geçtiğimiz 4 yılda yaptığımız pek çok açıklamada, girdiğimiz birçok tartışmada, bu yaklaşımı, teorik altyapısını ve başarılı örneklerini muhataplarıyla paylaştık. Hepsinden önemlisi, salgınla başlayıp savaşla genişleyen küresel ekonomik kriz karşısında sergilediğimiz dayanıklılık ve gösterdiğimiz atılımlarla doğru bir yolda ilerlediğimizi ispatladık. Hep söylediğimiz gibi; biz ne yaptığımızı biliyorduk, ne için yaptığımızı biliyorduk, nereye varacağımızı biliyorduk. Geçen her yılın ve yaşanan her yeni durumun bizi haklı çıkarmış olmasından kendi adımıza memnuniyet duyuyoruz. Ama küresel sıkıntılardan etkilenenler adına da bunları kendilerine yeterince iyi anlatamadığımız için üzülüyoruz.
TÜRKİYE, CUMHURİYET’E GEÇERKEN EN ÇOK EKONOMİ POLİTİKALARINI OLUŞTURMAKTA ZORLANMIŞTIR: Sizler, çalışma alanlarınız itibarıyla iktisat paradigmasındaki dönüşümü ve bunların ülke ekonomileri üzerindeki etkilerini en iyi bilen kişilersiniz. Bugüne kadar attığımız her adımda sizlerin görüşlerinden, değerlendirmelerinden, tekliflerinden de istifade ettiğimizden şüpheniz olmasın. İnşallah bundan sonra da birikimlerinizle önümüze tutmaya devam edeceğinize inandığım ışıkları takip ederek hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz. Burada sizlerle sadece, Türkiye Ekonomi Modeli olarak adlandırdığımız yeni ekonomi yaklaşımımızın temel mantığını özellikle paylaşmak istiyorum.
Türkiye, bir asır önce 600 yıllık dev bir imparatorluktan bugünkü sınırlarıyla yeni bir Cumhuriyet’e geçerken en çok ekonomi politikalarını oluşturmakta ve uygulamakta zorlanmıştır. Bir asırdır yaşadığımız sorunların ya sebebi ya sonucu hep ekonomiye bağlanmıştır. Bundan 20 yıl önce hükümete geldiğimizde, ülkemizin asırlık demokrasi ve altyapı eksiklerini gidermek için kapsamlı bir kalkınma programı başlattık. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştıramadan enerjiye, sanayiden tarıma her alanda, ülkemizi baştan sona adeta yeniden inşa eden adımları attık.
2023 HEDEFLERİMİZ, BİR ANDA ÜLKEMİZE YÖNELİK TEMELİ OLMAYAN SENARYOLARIN ÖNÜMÜZE KONMASINA YOL AÇTI: Milletimiz, bizim bu gayretimizi ve başarımızı gördüğü için, girdiğimiz her seçimde daha yüksek oy oranıyla bizi destekledi. Demokraside ve kalkınmada temel altyapı ihtiyaçlarımızı giderdikçe önümüze yeni bir durum ve tablo çıktı. Türkiye’nin potansiyeli ve imkanlarıyla siyasi ve ekonomik olarak dünyada durduğumuz yerin orantılı olmadığını gördük. Onun için önce 2023 hedeflerimizi açıkladık. Bu program, daha çok kalkınma ve özellikle makro ekonomi alanıyla ilgili hedeflerimizi içeriyordu. Ancak sadece bu adım bile, bir anda ülkemize yönelik, hiçbir rasyonel gerekçesi, somut temeli, küresel gelişmelerle ilgisi olmayan bir dizi senaryonun önümüze konmasına yol açtı.
HİÇBİR SEBEP OLMADIĞI HALDE EKONOMİSİ MAHVEDİLME TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYA KALAN TEK ÜLKE BİZİZ: Bizi siyasi istikrarsızlığa, terör bataklığına sürükleme gibi niyetlerle kurgulanan senaryoların tek amacı, Türkiye’yi demokrasi ve kalkınma rayından çıkartmaktı. Bu oyunların her birini ayrı ayrı bozduk. Son sahne ise ekonomik yıkım üzerine kurulmuştu. Dünyada ortada herhangi bir savaş, çatışma, gerilim olmadığı, yani görünür hiçbir sebep bulunmadığı halde açıkça ekonomisi mahvedilme tehdidiyle karşı karşıya kalan sanıyorum tek ülke biziz. Yine dünyada uluslararası toplumun resmen terör örgütü olarak kabul ettiği yapıların isim değişikliği hileleri ile kendisine karşı alenen desteklendiği yine tek ülke biziz. Daha, bölgemizdeki insani krizlerin tüm yükünü kayda değer destek almadan taşıyor oluşumuzu, bunun yol açtığı siyasi, ekonomik, sosyal bedelleri saymıyorum. Böyle bir dönemde ülkemiz ekonomisini faiz-kur-enflasyon kıskacına alıp yerle yeksan etme girişimine karşı kendi ekonomi programımızı oluşturduk.
DÖVİZ KURU OPERASYONLARININ YOL AÇTIĞI SIKINTILARI ÇÖZÜME KAVUŞTURDUK: Önce, aldığımız tedbirler ve oluşturduğumuz teknik mekanizmalarla küresel finans araçları üzerinden ülkemize kurulan tuzakları boşa çıkardık. Ardından ekonomi programımızın odağını yeniden belirledik. Artık bir kalıp haline getirdiğimiz yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme modeli üzerinden Türkiye’de bir ekonomi modelini oluşturduk. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere bütün dünyada büyüme oranlarının gerilediği, hatta resesyonun konuşulduğu bir dönemde ülkemizin rekor büyüme oranlarıyla devam etmesinin gerisinde bir hikaye vardır.
Elbette bu süreçte aldığımız yaralar da var. Döviz kuru operasyonlarının yol açtığı sıkıntıları alternatif yöntemlerle çözüme kavuşturduk. Dünyadaki geleneksel üretim ve tedarik kanallarında yaşanan bozulmalara karşı genç ve zengin insan kaynağımızla, esnek iş yapma modelimizle öne çıktık.
ENFLASYON ORANIMIZIN NİSPETEN YÜKSEK SEVİYELERE ÇIKMASI BAZILARINI ŞAŞIRTIYOR OLABİLİR: Enflasyon oranımızın nispeten yüksek seviyelere çıkması bazılarını şaşırtıyor olabilir. Halbuki biz, aynı enflasyonu, onları daha da şaşırtacak hızla düşürebilme kabiliyetine de sahip bir ülkeyiz. Bunu geçmişte yaşadık, ondan sonra da düşürdük. İstihdamımızı tarihimizin en yüksek seviyesine çıkartırken aynı zamanda enflasyonun yol açtığı refah kayıplarını telafi edecek her türlü tedbiri de alıyoruz. Sanayi üretimindeki istikrarlı artış, turizmde giderek artan canlanma, ihracattaki yükseliş gibi pek çok veri, hedeflerimize doğru ilerlediğimizi gösteriyor.
Bundan 11 yıl önce, 2011 yılında ilan ettiğimiz ülkemizi dünyanın en büyük on ekonomisi arasına çıkarma sözünü yerine getirmeye adım adım yaklaşıyoruz.”
Togo Cumhuriyeti Güncel Haberler
[ad_2]