Donald Trump yönetiminin yasadışı göçle mücadele kapsamında sınır dışı politikalarını sertleştirmesiyle birlikte, Pekin’in uzun süredir seyahat belgesi sağlamaya isteksiz olduğu belirtiliyordu. Ancak Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Çin’in “doğrulama sonrasında kendi vatandaşlarını geri almaya hazır” olduğunu açıkladı.
Beyaz Saray ise tüm ülkelerin, ABD’de yasa dışı bulunan vatandaşlarını geri kabul etmelerini beklediğini belirtti.
ABD-ÇİN İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM
Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, ABD-Çin ilişkilerinde gerilimi artırabilecek birçok yeni dinamiği beraberinde getiriyor. Ticaret savaşlarının devam edeceği beklentisi, özellikle teknoloji sektöründe büyük bir rekabetin sinyalini veriyor. ABD yönetimi, Çin’in yarı iletkenler ve yapay zeka gibi stratejik alanlarda gelişmiş teknolojilere erişimini sınırlamak için ihracat kontrollerini sıkılaştırmayı hedefliyor. Washington’un bu politikası, Çin’in teknolojik ilerlemesini sekteye uğratabilir ancak aynı zamanda Pekin’in yerli üretimi teşvik etme çabalarına da hız kazandırabilir.
TEKNOLOJİ REKABETİ VE YAPTIRIMLAR
ABD’nin Çinli şirketlere yönelik artan denetimleri ve çip tedarik kısıtlamaları, Çin’in yapay zeka ve savunma sanayisi gibi kritik alanlardaki ilerlemesini zorlaştırıyor. Ancak Pekin, bu yaptırımlara karşı çip üretimini yerelleştirmeye yönelik büyük yatırımlar yaparak cevap veriyor. Çinli firmalar, ABD’nin ihracat kontrollerini aşmak için Güneydoğu Asya’da yeni tedarik zincirleri oluşturuyor ve bulut teknolojisi üzerinden fiziksel çip kısıtlamalarını aşmaya çalışıyor.
BÖLGESEL DENGELER VE TAYVAN GERİLİMİ
ABD-Çin rekabeti sadece ekonomi ve teknoloji ile sınırlı kalmıyor; Tayvan ve Güney Çin Denizi gibi bölgesel gerilim noktalarında da tırmanış bekleniyor.
Trump yönetiminin Tayvan’a yönelik silah satışlarını artırması ve muhtemel bir müdahaleye karşı sert ekonomik yaptırımlar tehdidinde bulunması, Çin’in Tayvan çevresindeki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırmasına yol açabilir. Ancak Çin’in doğrudan bir askeri müdahaleye başvurması düşük ihtimal olarak görülüyor. Bunun yerine, Pekin’in “gri bölge taktikleri” ile Tayvan’ı ekonomik ve diplomatik baskı altına almaya devam etmesi bekleniyor.
GÜNEY ÇİN DENİZİ VE ASYA’DAKİ ABD ETKİSİ
Trump’ın “Önce Amerika” politikası, Asya’daki ABD ittifaklarını zayıflatabilir ve Çin’in bölgedeki nüfuzunu artırmasına imkan tanıyabilir. Washington’un Filipinler ve Japonya gibi müttefikleriyle ortak askeri tatbikatlarını sürdürmesi beklenirken, Çin buna karşılık bölgedeki askeri varlığını güçlendirmeye devam edebilir. Ayrıca ASEAN ülkeleriyle yakın diplomatik ilişkiler kurarak, ABD’yi bölgesel güvenlik iş birliklerinden dışlamayı hedefleyebilir.
Trump’ın liderliğinde ABD’nin daha sert ticaret politikaları, teknolojik yaptırımlar ve Tayvan’a yönelik destek adımları Çin için yeni meydan okumalar getiriyor. Ancak Pekin, bu kısıtlamaları yerli sanayisini güçlendirme fırsatına çevirebilir. Öte yandan, Güney Çin Denizi ve Tayvan üzerindeki belirsizlikler, bölgesel gerilimi tırmandırarak küresel güvenliği tehdit edebilir. ABD-Çin ilişkilerinin geleceği, ticaret ve teknoloji savaşlarının yanı sıra, bölgesel güç mücadeleleriyle de şekillenecek.