Spor yazarları Galatasaray-Konyaspor maçını değerlendirdi

Galatasaray, Trendyol Süper Lig’in 21. haftasında konuk ettiği Konyaspor’u 1-0 yendi. Spor yazarları, çekişmeli maçın ardından karşılaşmayı değerlendirdi. 

AHMET ÇAKAR: HALİL UMUT MELER HAKEMLİĞİ UNUTMUŞ

Galatasaray kazanmak zorundaydı. Önce Hatay, sonra Dinamo Kiev puan kayıpları neticesinde biraz sarsılmışlardı. Galatasaray çok iyi oynamadı. Hatta bence sezonun kötü oyunlarından biriydi dün geceki maç. Sadece Osimhen bir şeyler yapmaya kalktı, çok mücadele etti ama çok yalnız kaldı. Nerede o eski Galatasaray’ın temposu, oyuncuların birbirlerine yakın oynayışı, ileride basışı… Bunların hiçbirini göremedik. İlk yarıda Adil’in zamanlama hatasından yaptırdığı penaltı olmasa G.Saray’ın kazanması güç görünüyordu. Kaan orta sahada olmaz. Zaman zaman ağır kalıyor. Sallai de belki iyi oyuncu, çabuk ama sağ bek oynamasını bilmiyor. Tuhaf olan şu, eskiden Barış olsun, Yunus olsun, Mertens olsun sürekli rakip ceza alanını zorlarlardı. Şut atarlardı ama birkaç maçtır bunların hiçbirini göremiyoruz. Sonuçta G.Saray kazandı ama futbolu tat vermedi. Tıpkı hakem Halil Umut Meler gibi. Çok kötü maç yönetti. Adeta hakemliği unutmuş gibi. Geçen hafta olduğu gibi yine penaltıyı VAR yardımıyla verdi. İlk yarıda Torreira’nın mutlak iki sarı kartlık hareketini pas geçti. Tuhaf fauller çabası. Yazık onu da kaybetmek üzereyiz. (Sabah)

SERKAN AKCAN: GOLE KAPATINCA

Galatasaray, Bodrumspor ile Kasım ayının sonunda oynayıp 1-0 kazandığı maçtan bu yana oynadığı her resmi müsabakada en az 1 gol yemiş. Savunma zaafları sadece Muslera ile açıklanamaz. Dün gece kalesini gole kapatabilmek için Okan hoca maçı 5 stoperle bitirmeyi göze bile aldı. Galatasaray, ilk 7-8 dakikada oyun merkezini öne taşımak istese de Konyaspor Yusuf Erdoğan, Kramer ve Ndao savunma arkasına yaptığı bir kaç koşuyla oyunun rengini değiştirdi. Galatasaray, ön alan baskısını stoperleri çıkararak destekleyen ve oyunun boyunu kısaltan bir oyun yapısına sahipken özellikle iç saha maçlarını rahat oynuyordu. Fakat uzun süredir savunmasının arkasında derin boşluklar veriyor, akabinde de 11 resmi maçtır kalesini gole kapatamıyor. Konyaspor’a karşı maçın hemen başında oyunun boyunu uzatmak zorunda kalan Galatasaray için Osimhen’in girişimci ruhu kurtarıcı oldu. Nijeryalı oyuncu neredeyse yoktan pozisyon oluşturdu, Adil’den önce ayağını topa uzatıp penaltıyı aldı ve tabelayı değiştirdi. (Fanatik)

LEVENT TÜZEMEN: İYİ Kİ OSİMHEN VAR

Osimhen iyi ki Galatasaray’a gelmiş. Konyaspor maçının kazanılmasındaki en büyük pay Nijeryalı golcüye ait. 75 milyon Euro’luk bonservisi olan Osimhen Galatasaray’da kiralık oynamasına rağmen coşkuyla ve yürekten mücadele ediyor. Penaltıyı Osimhen resmen yoktan var etti. Başka bir futbolcu olsaydı ‘top nasıl olsa defansa gitti’ diye koşu bile yapmazdı. Osimhen, geriden geldi Adil’in önünden topu çaldı darbeyi aldı ve penaltıyı kazandı. Böyle karakterli bir golcüye sahip olmak Galatasaray adına büyük şans diye düşünüyorum. Galatasaray maç boyu Sara’yı yine aradı. Kerem Demirbay ve Berkan’dan sonra Konya önüne Torreira’nın partneri olarak çıkan Kaan Ayhan oyunu kurmaktan uzaktı. İkinci yarı yine sahnede Osimhen vardı. Galatasaray en etkili silahı olarak görev aldı. Attığı ikinci gol nedense ofsayt olarak iptal oldu. Oysa arka direkte kafayla topu indiren Barış ofsaytta değildi. Galatasaray için Konya maçını kazanmak lig yarışı adına psikolojik açıdan çok değerliydi. Sara’nın geri dönmesi Galatasaray’da eksik parçaları tamamlayacaktır. (Sabah)

İlginizi Çekebilir:  Süper Lig'de Marco Asensio bombası! Dev kulüp ile masaya oturuyor

BÜLENT TİMURLENK: MERTENS VE YUNUS VASATTI

Küme düşme hattındaki Hatay deplasmanında galibiyet serisine son verip, Avrupa Ligi’nde 6 maçta 1 gol atmış D.Kiev’den kalende 3 gol görüp, benzer tabela senaryosunu bu sezon 4. kez yaşarsan, üstüne bir de 7 şampiyonluk kazanmış kulüp tarihinin en çok forma giyen ismini, Muslera’yı taraftar yuhalarsa, yetmedi iki maç arasını transfer dedikoduları, gelmeyen imzalar ve yöneticilerin ego savaşlarıyla geçirirsen Rams Park’ta cezalı 20 bin taraftarın yerini doldurmuş dolu tribünlerin önüne gergin çıkarsın. İki maçtaki Berkan denemesinden vazgeçip, Kaan Ayhan ile başlamak doğru karardı. Sara’nın yokluğunda üretkenlik getirecek isimler Mertens ve Yunus’un yine vasatın altında kalan oyunları, Halil Umut Meler’in zırt-pırt çaldığı düdüklerle birleştiğinde futbol adına can çekişen bir 45 dakika izledik. Buruk’un beklerinin çizgiyi kullanmadığı savunmada Sallai’nin, Yusuf Erdoğan karşısında yavaş ve titrek kaldığı yarının pekiyi alanları 26 uzaklaştırma yapan defans göbeği ve penaltıyı getiren pozisyonda ekmeğini taştan çıkartan Osimhen idi. İkinci yarıda biraz kıpırdasa da G.Saray yine soru işaretleriyle dolu bir 45 dakika oynadı. Bardağın dolu tarafında uzun zamandır kalesini gole kapatan bir Okan Buruk takımı izledik, Konya’nın isabetli şutu yoktu. Ahmed Kutucu ilk maçının heyecanına yenik düştü ve top ayaklarına dolandı. Maçı 3 stoperle bitiriyorsa G.Saray, yolunda gitmeyen şeyler vardır elbette. 3 puan mühim ama Amsterdam’daki sınav için yolu aydınlatan bir futbol farı yok maalesef… (Sabah)

UĞUR MELEKE: MUSLERA’YA O PLAKETİ BÜLENT KORKMAZ VERMELİYDİ

Dün Seyrantepe’de akşamın en önemli anıysa, maç başlamadan önce, 18:40 sularında yaşandı. Galatasaraylı tüm futbolcular iki yana dizildi ve bir yaşayan efsaneyi, Fernando Muslera’yı alkışlarla onore ettiler. Uruguaylı eldiven dün tam 429’uncu kez sahaya çıkarak, lig tarihinde Galatasaray formasını en fazla giyen oyuncu unvanını ele geçirdi. Unvanı bir başka efsane, UEFA ve Süper Kupa şampiyonu Bülent Korkmaz’dan devraldı. Ancak ben dün Muslera’nın o plaketi de Bülent Korkmaz’ın elinden almasını beklerdim doğrusu. G.Saray tarihinde bir başka futbolcu bir daha 429 lig maçına çıkabilir mi bilmiyorum. Böyle rekorlar 15-20 sene, bazen 50 sene kırılmayabilir. Tarihi bir an yani bu. Ve bu tarihi anları, tarihi fotoğraflarla belgelersiniz hayatta. Muslera’ya bu ödülü yıllar sonra o fotoğrafa baktığınızda muhtemelen ismini hatırlamayacağınız bir takım elbiseli değil, rekorun eski sahibi, kulüp efsanesi Bülent Korkmaz’ın vermesi doğru olurdu. 2013’te Di Stefano hasta yatağından kalkıp, bastonla gelip vermişti yılın futbolcusu ödülünü Cristiano Ronaldo’ya. Konu sportif bir ödülse, takdim edenin de bir sporcu olması gerekir. (Hürriyet)

İlginizi Çekebilir:  Beşiktaş'ta Montella sürprizi! Serdal Adalı beklenmedik hamleyi yaptı

MUSTAFA ÇULCU: OFSAYT DOĞRUYDU

Elit hakem Halil Umut Meler, ilk yarı maalesef dağınık, kafası karışık ve formsuz. Onun klasında bir hakem, Osimhen’in penaltısında orta sahada topa 40-45 metre mesafede kalamaz. Osimhen atletik yapısıyla öncelik aldı, Adil geç kaldı ve çok açık penaltı ama geride kalan hakem tespit edemedi. VAR’dan müdahale geldi. OFR’de bu kadar net eylemi 40 saniye izledi, sonra doğru kararla penaltıyı verdi. 

54’de iptal edilen golünde asisti yapan Barış ofsayt değil ancak öndeki Abdülkerim ofsayttı, o da Guilherme’ye teması topa hamlesini etkilediği için ofsayt. Gol iptali doğru. Kabul görmeyebilir, lakin kural böyle. Ahmed’in sarısı vardı. 76’da Guilherme’nin ayağına basması net sarı ve ikinci sarıdan kırmızı olmalıydı. Uzaydan bile göründü ama hakem ihraç edemedi. Saçma sapan kararlar, kartlar… Her kritik kararda açık oturum yaparcasına konuşan, anlatan, izah eden, her kornerde oyuncuları sürekli uyaran bir Meler, bu yönetim anlayışı asla proaktif önleyici hakemlik değil. Bu olsa olsa şark kültürü idareci hakemlik olur. Çok yazık! (Sabah) 

ENGİN KEHALE: TOPU OYUNDA TUTMADIKÇA LİG GELİŞMEZ

Türkiye’de en önemli sıkıntılarımızın başında, topu oyunda tutmak geliyor. Oyuncusundan teknik direktörüne, hakeminden spor yazarına hepimizin görevi, maçın daha az durduğu bir futbol olmalı. RAMS Park’ta ilk yarı, uzatmalar ile 50 dakikaya yakın oynandı ancak topun oyunda kalma süresi, Opta verilerine göre sadece 20 dakika 33 saniyeydi. (Hürriyet)

ÖMER ÜRÜNDÜL: YUNUS AKGÜN DÜŞÜŞTE, BARIŞ ALPER YORGUN

Genel performanslara baktığımızda Mertens fiziki düşüş içinde. Yunus Akgün yine düşüş içinde ama buna rağmen dün kritik 3-4 pozisyonda çok kaliteli hareketler yaptı. Takımın alışılmış lokomotifi Barış Alper ise son derece yorgun gözüktü. Osimhen hücumda en gayretli isimdi. Torreira sezon başından beri ağır yük çekmesine rağmen yine garantili bir pres gücüydü. Muslera da yaşadığı protesto olayı dolayısıyla çok konsantreydi ve hatasız oynadı. Sonuç olarak Okan Buruk 4’lü defansı tercih edip fazla risk almayarak geceyi hasarsız geçirdi. Konyaspor’un kadro kalitesi belli. Eksikleri de var. Ama Recep Uçar’ın hiçbir şey yapmadan takımını 10 kişi oynatan Kramer’e tahammül etmesine anlam veremedim. (Sabah)

İlginizi Çekebilir:  Galatasaray ile görüşen Dybala'nın menajeri, Fenerbahçe'ye de bir yıldız getiriyor

OSMAN ŞENHER: GALATASARAY ZORLANIYOR

Dün de maçın sonlarına doğru sarı-kırmızılı futbolcular oldukça stres ve gerginlik yaşadılar. Bu kadar tecrübeli bir takımın kaliteli futbolcuları da varken daha rahat maç kazanması lazım. Ama bu döngü bir türlü kırılamıyor. Biliyorum Okan hoca iyi niyetli… Bu sıkıntılı günleri atlatmak istiyor ama bu futbolcuların elinde… Sarı-kırmızılı formayı giyen futbolcunun her şeyini sahaya koyması lazım… Hatta fazlasını…Perşembe günü Ajax ile deplasmanda oynayacaklar. Dönecekler pazar günü Gaziantep ile yine rakip sahada karşılaşacaklar. İki maç da birbirinden zor… Takım olarak herkesin silkelenmesi gerekir.Konyaspor’a gelince; Recep Uçar tam bir sistem takımı kurmuş. Takımına sistem futbolu oynatıyor. Dün gece de güçlerinin yettiği kadar mücadele ettiler. Son sözüm de Galatasaray’ın ofsayt diye iptal edilen golüne… Son zamanlarda aynı izada olan futbolcuların attıkları goller ofsayt diye verilmiyor. Barış Alper geriden kafasıyla indiriyor, aynı şekilde Osimhen ofsayt olmayan pozisyonda geriden vuruyor. Ofsayt diye gol iptal ediliyor. Ben bu pozisyonların doğru karar olduğuna inanmıyorum. (Milliyet)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir