Spor yazarları Fenerbahçe – Lyon maçını kaleme aldı! Yazarlar neler dedi?

UEFA Avrupa Ligi’nin 7. haftasında Fenerbahçe, Lyon’u konuk etti. Ülker Stadyumu’nda oynanan maç, 0-0’lık beraberlikle sonuçlandı. Spor yazarları maçın ardından önemli anları kaleme aldı.

İLKER YAĞCIOĞLU: MOURİNHO’NUN PLANI TUTTU

Maçtan önce Mourinho, alınacak 2 puanın UEFA Avrupa Ligi’nde yola devam etmek için yeterli olduğunu söylemişti. Yani Lyon karşısında Kadıköy’de beraberlikle ayrılmak hoca için sıkıntı değildi. Sahada dünkü maçta böyle oynayan bir Fenerbahçe gördük. İşin savunma tarafında özellikle 45 dakikada oldukça başarılı ve rakibe pozisyon vermeyen bir takım vardı sahada gerçekten. Ama işin ofansif tarafındaysa bugün orta sahanın solunda olan Szymanki dışında Fenerbahçe’de üretken oyuncular yoktu. İrfan Can Kahveci ve Tadic top bizdeyken çok etkisiz kaldılar… İşin detayına genel olarak batığımızda ise Jose Mourinho’nun bu maçla ilgili tüm planı tutmuş durumda.

Lyon karşısında alınacak 3 puan belki işi garantileyecekti. Ama şimdi iş son maça kaldı. Oradan alınacak 1 puan ise Fenerbahçe’nin UEFA Avrupa Ligi’nde yola devam etmesini garantileyecektir… “Mourinho’nun maçla ilgili planı tuttu. Son maçta alınacak 1 puan F.Bahçe’yi UEFA Avrupa Ligi’nde üst tura taşıyacak.” (Takvim)

MUSTAFA ÇULCU: SOZZA TUTARSIZDI

Mali durumları zirve yapmış sıkıntıları olan Lyon, Avrupa Ligi’nde en fazla geçiş hücumu yapan takımlardan biri. Top ile rakip ceza alanında buluşmada 2. sırada. Hem bireysel yetenekleri hem de hücum setleri iyi olan bir takım. Fenerbahçe önde baskı ile başladığı oyunda risksiz, kontrollü ve güvenli, zaman zaman istekli oyunla atarım üstüne yatarım olmazsa Mourinho’nun hedeflediği ve istediği bir puanı alırım dedi ve de aldı. Maximin ve Cengiz’e jübile yapılan bir maç oldu sanki.

CEM DİZDAR: İLERLEME TESPİT EDİLEMEDİ

Maçın hemen başındaki kısa süreli yüksek tempo ve arayıştan gol çıkaramayan Fenerbahçe’nin o arzuyu ne kadar sürdüreceği merak konusuydu kuşkusuz. Ağırlıklı olarak Fred, Sebastain Szymanski oyunlarıyla Youssef En Nesyri’ye ulaşmaya çalışan Fenerbahçe’nin arayışı bu anlamda fazla da uzun sürmedi zaten. Devamında top, ağırlıklı olarak Lyon’un ayağında gezdirdiği etkisiz bir oyuncağa dönüştü. Topu alan diğer takıma vermek için yarışır görüntüdeydi. Öyle ki Fred, Szymanski ile Yusuf Akçiçek dışında mevkisinin ondan beklediği istatistiğe ulaşan oyuncu yok gibiydi ilk yarı boyunca sahada. Bu durum kaçınılmaz olarak tribündeki başlangıç coşkusunu da düşürdü… İkinci devresinde işler biraz daha sarpa sarmış göründü Fenerbahçe açısından. Topu da oyunu da gitgide kaybettiler. Bir ara çaresizce topun peşinden koşan Fenerbahçeli oyuncular izledik sahada. Çağlar Söyüncü gibi poziyonundan uzaklaşıp amaçsızca taç çizgisine kadar rakip oyuncuların peşine düşen bir stoper gördük. Neyse ki oyun o kadar savruldu ki Lyon da buna uydu! Paslarla geldikleri Fenerbahçe ceza sahası içinde anlaşılmaz acemiliklerle topları ezip durdular. Öyle ki, iki takım açısından maç boyu etkili sayılacak pozisyon sayısı bir, bilemediniz ikiydi. Rakip takımlara laf yetiştirip, haklı olarak ligin düzeyinden sarkastik bir dille şikayet eden Jose Mourinho’nun takımında ilerleme yönünde herhangi bir emare bu maçta da tespit edilemedi. Eğer bu ‘’oyunsuzluk sorunu’’nu iki stoper çözecek diye düşünülüyorsa “Onca antrenmana yazık olmadı mı?” diye sorsa birileri kendisi ne cevap verirdi acaba? (Fanatik)

İlginizi Çekebilir:  Trabzonspor maçına saatler kala Osimhen ve Barış Alper Yılmaz'ın durumu belli oldu! İlk 11'de olacaklar mı?

ÖMER ÜRÜNDÜL: 60’TAN SONRA NEFESİ YETMEDİ

Fenerbahçe iki puan kaybedince playoff şansını son maça bıraktı. İlk yarıda taraftarın da büyük desteğini arkasına alan sarı-lacivertli futbolcular hırslı ve mücadeleciydiler. İlk 10 dakikada yoğun tempo ve baskı vardı. Bu bölümde İrfan Can iki pozisyonda pas vermeyi tercih etse belki de skor avantajı yakalanabilirdi. 60. dakikaya kadar Fenerbahçe’nin nefesi yetti. Ondan sonra takım yoruldu. Son yarım saatte zaman zaman rakip kale tehdit edilse de Lyon’un atakları çok daha tehlikeliydi. Sonuçta puanlar paylaşıldı. Fenerbahçe’nin üretkenliğini engelleyen çok önemli bir faktör var. Yeri geldikçe vurguluyorum. Günümüz futbolunda hücum zenginliği için driplingte adam eksilten, sıfıra inen, devamlılığı olan kanat forvetlerine ihtiyaç var. Ne İrfan Can Kahveci ne de Tadic’in yapısı buna uygun değil. O zaman nasıl üretken olacaksın. Hazır olmayan Maximin girdi, hiç olmazsa iki kez pozisyona girdi. Bir konuda daha Mourinho’yu anlamakta zorluk çekiyorum; zaten zor maçta Tadic bir varlık gösteremiyor. İkinci yarının ortasından sonra nefes alamaz hale gelmiş ancak 82’de çıkartıyor. Kaleci İrfan Can başarılıydı. Kendinden emindi. Stoperler iyi mücadele ettiler. Genç Yusuf istikbal vadediyor. Szymanski sol kenarda bu sezonun en faydalı oyununu oynadı. Fenerbahçe’nin soğuk havada fizik mücadeleye dayalı Midtjylland karşısında en çok ihtiyacı olacak oyuncu kim deseniz; Amrabat ve Osayi’ydi. İkisinin de cezalı duruma düşmesi ciddi bir handikap. (Sabah)

EMRE BOL: UYUTARAK!

Bu oyuna, “kötü oyun mu” yoksa “balans oyunu mu” demek gerekir bilemedim. Mourinho’nun tamamen taktiksel ve oyun disiplinini bozmadan almak istediği 1 puan vardı. Bunu ben değil bizzat kendisi söylüyor aslında… İlk 24 için sadece 2 puan almanın yeterli olduğunu bizzat kendisi dile getirdi. Zaten sahadaki oyunda buna yönelikti. Top Fenerbahçe’deyken üçlü savunma, top rakibe geçtiğinde beşli bekledi, sarı- lacivertliler… Orta alanda Amrabat baskıya gidip, Fred serbest oynayınca anlaşamıyorlar dediğimiz ikili oldukça uyumlu göründü. Demek ki Fred’in geçen sezon olduğu gibi serbest bırakılması gerekiyor.

Maç başından sonuna Mou’nun istediği gibi oynandı. Karşılaşmayla ilgili en dikkat çekici şey Szymanki- Yusuf Akçiçek kanadı oldu. Genç Yusuf son derece iyi mücadele etti. Szymanski ise karşılaşmanın yıldızıydı. Sol kanatta şimdiye kadar birçok isim denedi, Mourinho… Ancak neredeyse hiç biri Szymanski etkisi veremedi. Bundan sonra Fenerbahçe’nin sol kanat rotasyonunda onun da ismi olacak. Hatta o bölgeye transfer yapılmazsa her türlü Maximin’den daha iyidir. Mourinho’nun özellikle Avrupa Ligi maçlarında taktiksel olarak ne kadar önemli işler yaptığını bir kez daha gördük. Savunmada bunca eksik varken, rakibini adeta uyutarak istediği 1 puanı hanesine yazdırdı. Son maçta alınacak 1 puan ilk 24 hedefine götürecek gibi görünüyor. Ama eksi olan averaj büyük sıkıntı… Zira ilk 24 için iş averaja kalabilir. (Fotomaç)

İlginizi Çekebilir:  Bize gel Royal! Galatasaray'dan Milan'a yarım sezonluk öneri

SERKAN AKCAN: MOURİNHO’NUN HAYALİ!

Mourinho, Lyon’a karşı Szymanski’yi sol kenarda kullanırken genç stoper Yusuf’u da üçlü savunmanın sol stoperi olarak görevlendirdi. Fenerbahçe baskılı bir maç başlangıcına imza atıp bunu Szymanski ve biraz da Fred sayesinde 30 dakika sürdürebildi. Fakat 30’dan sonra Çağlar’ın topla kötü ilişkisinin gün yüzüne çıkması, takım boyunu uzatan zaaflarıyla birleşince Lyon oyunun inisiyatifini eline geçirmiş oldu. Szymanski sol kanat beki olarak tam da Mourinho’nun hayalindeki dinamik oyuncu rolüne büründü. Ne var ki, Polonyalı oyuncu İsmail Kartal döneminde Ali Sami Yen’de oynanan Galatasaray maçında da sahaya sağ forvet olarak çıkmış, Djiku atılıp Fenerbahçe eksildikten sonra da performansını arttırmıştı. Demem o ki, Szymanski merkezde oynadığında bu kadar dinamik görünmüyor. Kenardayken rakip bekin arkasına inebiliyor, hızını kullanıyor, iç koridora yönlendiğinde oyun kurucuya dönüşebiliyor. Lyon karşısında da bir kez daha görüldü ki, Fenerbahçe için orta sahanın ilerisinde top tutma, oyunu oraya taşıdıktan sonra rakip ceza sahası civarında kalma ve rakip kaleye şut atmakla ilgili sorunu var. Saint Maximin girdikten sonra sol kenara hareket getirmiş olabilir ama bitiricilik konusu Fenerbahçe’nin Lyon’a karşı en büyük engeliydi. Tadiç kaliteli ve iyi niyetli bir oyuncu olsa da Fenerbahçe’nin yay civarında topu alıp, dönecek güçlü bir şut silahına ihtiyacı var. (Fanatik)

BÜLENT TİMURLENK: BAŞKA FORMÜL BULMALI

Maçtan önce “Bize iki maçta iki puan yeter” diyen Mourinho, metin altında Lyon’a kaybetmeyelim de haftaya Danimarka’da en azından 1 puan alırız fikri yatıyordu. Sakatları, Avrupa listesinde olmayanlarıyla hafta sonunda da zorlu Göztepe maçı varken kendisi açısından pragmatik bir yorum olabilir ama sonuçta 50 bin taraftar Kadıköy’e Fenerbahçe’nin galibiyetine şahit olmak için çıkıp geliyor evinden. Dzeko’nun kulübede olduğu En-Nesyri arkasında Tadicİrfan Can ikilisinin oynadığı ev sahibi ekibin ortanın solunda Szymanski ile defans üçlüsünde genç Yusuf ile maça başlamasının sıra dışı olduğu ortada. Sonuçta yarından itibaren yeni transferlerle defans üçlüsü değişecek ve ligin ardından tur geçildiğinde Avrupa listesi de yenilenecek. Fenerbahçe’nin ilk yarıda isabetli şutu yokken, Fransızlar daha fazla topa sahip olan ama üretkenlikten uzak olan taraftı. İlk yarıyı 3 hücumla tamamladıktan sonra 46-80 arasında orta sahayı da oyunu da aldılar. Tadic sahada vardı, oyunda yoktu, İrfan Can Kahveci de. Mourinho’nun takımı defans üçlüsü, Szymanski ve Fred ile oyuna tutundu ama iki isabetli şut olarak geçen iki cılız atağı da ancak 80. dakikadan sonra izletebildi taraftarına… Amrabat ve Fred kalenin çok uzağında kaldı. Mourinho yenilerle daha sağlam defans yapabilir ama Tadic’in kreatifliğine bakan ön tarafın görüntüsü, derine gelip oyunu rahatlatan Dzeko yedek başladığında iç açıcı değil. Kapının eşiğinde olan Maximin-Cengiz gibi adamların da yolcu olduğunu düşünürken Mourinho üretkenlik adına başka bir formül üretmeli… (Sabah)

İlginizi Çekebilir:  Sivasspor'da Bülent Uygun'un ikinci dönemi 348 gün sürdü

UĞUR MELEKE: TEK KAZANIM YUSUF AKÇİÇEK

Dünkü maçtan Fenerbahçe’nin çıkarabileceği iki ders vardı bence:

1- Sarı lacivertlilerin transferde iki stoper alması doğru karar. Çağlar bire birde etkili ama pozisyon almada çağ dışı. Sürekli geri kaçıyor ve takım boyunu uzatıyor. Djiku yeni yıla çok ağır başladı. Genç Yusuf’sa dün en iyisiydi Fenerbahçe’nin. 

2- Mourinho yeni yılda uygulamaya başladığı 3-4-1-2 formasyonunda sanırım ısrar edecektir. Ama bu formasyon sahada Dzeko varken ve bağlantıyı sağlarken işe yarıyor. Dzeko sahada olmadığında akışkanlık kısıtlanıyor. (Hürriyet) 

GÜRCAN BİLGİÇ: BIÇAK SIRTI!

Bir gün önce Mourinho eksik oyunculardan 10 bir kişilik bir takım saydı. Sadece sakatlıklar değil, UEFA’ya bildirilen listenin de eksikleri vardı onların arasında. Nereden bakarsanız yanlış planlamanın eseri olan, genç Yusuf’u Lyon gibi sert maçta üçlü defansın önemlisi yapan maç geldi karşımıza. İlk yarıdaki “hükmün”, ikinci 45’e taşınmaması, Mourinho takımının bu seneki klasik yetersizliği aslında. Rakip baskı yaptı, pasla çıkamadılar, uzun oynadılar, onlar da kapıp topu tekrar geldiler üstlerine. Skorun beraberlikte kalması aslında iki takımın da istediği gibi. Bir kazaya uğramadan son maçta işi çözmek cepte kalsın modeli. Lyon’un planlarını İtalyan VAR hakemleri bozabilirdi. 31’de Kumbedi’nin sarı kartı için incelemeye bile gitmeyenler, 45’teNiakhate’ye çıkan kırmızı için hakemi çağırdılar. Roma’da İtalyan hakemlerden şikayetçi olan Mourinho’nun kabusu Kadıköy’de de peşini bırakmamıştı anlaşılan. Hamle şayısı da kısıtlıydı, Maximen ile bir nefes vermek istedi takıma. O kadar baskı yediler ki, ön taraf etkisiz eleman haline gelmişti. Sonrasında Dzeko ile birlikte Lyon’u yine geriye itip, maçı “gol arayışları” kısmına taşıdılar. İlk yarının müthiş tribünleri de takım gibi ikinci 45’te sessizdi. Onlar da umudun peşine heyecan taşıyarak kıpırdandılar. Defansif dikkat ve İrfan Can Eğribayat’ın kurtarışları Fenerbahçe’yi iddianın içinde tuttu. Mevcut şartlara, Lyon’un gücüne baktığımızda bir puan “iyidir” kısmında kaldık. Fred’in ayakta tuttuğu orta saha ile direndiler. (Sabah)

HALİL ÖZER: İYİ SAVUNMA KÖTÜ HÜCUM

Hücumu iyi yapamayan Fenerbahçe bu kez savunmayı çok iyi yaptı. Hem saha hem adam markajında etkiliydi. Çok az pozisyon verdi ve o pozisyonlarda da kaleci İrfan Can başarılıydı. Rakip üstün gibi gözüktü ama tek bir net pozisyonu yoktu. Hep cılız ve cansızdı. Fenerbahçe kanatları çok iyi kullanamadı. Tadiç ve İrfan Can son derece etkisiz bir günündeydi. Ancak Fransızlar Fenerbahçe’yi iyi incelemiş. Örneğin Tadiç’e maç boyunca tek bir adım attırmadılar. Özelliklerini kullanmasına izin vermediler. 2. yarı ise Fred müthiş oynadı. Amrabat yine tutuktu. Maximin girince takımımız biraz hareketlendi. Hatta Dzeko ile net bir golü kaçırdı. Ancak şunu belirtmeliyiz ki bu maçın hakkı birer puandı. O da oldu. (Milliyet)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir