YILMAZ BİLGEN’İN HABERİ – Gazze’de varılan ateşkesin ardından siyonist namlular 500 bin Filistinlinin yaşadığı Cenin’e çevrildi. İsrail işgal güçlerinin 7 Ekim 2023’ten Kasım 2024’e kadarki zaman diliminde Cenin kenti ile mülteci kamplarına 72 operasyon düzenledi ve 121 Filistinliyi katletti.
GİZLİ İTTİFAK YAPILDI
İslam el-Zand’a göre Netanyahu-Washington-Knesset arasında bazı gizli ittifaklar gerçekleşti. Gazze müzakereleri döneminde Netanyahu, hükûmetteki aşırı sağ bloku Cenin’in işgal edilmesi vaadinde bulundu. Yeni bir savaş ve çok daha geniş bir alanda ilhak sözü verdi. Aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich bu konuda ikna edilen isimlerin başında geliyor. Netanyahu, ABD’deki Trump yönetiminden de bunun onayını aldı. Trump’ın ateşkese dair sözleri de bunun bir yansıması. Trump’ın Yüzyılın Anlaşması’na verdiği destek ve elçiliğin Kudüs’e taşınması gibi politikaları, İsrail aşırı sağının Batı Şeria’nın bazı bölgelerini ilhak etme yönünde somut adımlar atma iştahını artıran faktörler arasında. Bir anlamda Batı Şeria, Filistinliler için siyasi ve güvenlik açısından “bedel ödeme sahası” olarak seçildi.
YERLEŞİMCİLER SALDIRACAK
Batı Şeria’da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın da destek verdiği yeni bir işgal döneminin başladığını söyleyen Gazzeli araştırmacı el-Zand “Yeni bir ‘soykırım savaşı’ için gün sayıyorlar. İsrail ordusu, Batı Şeria’daki operasyonlarını genişletirken, siyonist yerleşimciler de Doğu Kudüs dâhil olmak üzere her yerde saldırılarını artıracak. Son birkaç ayda resmî verilere göre bu bölgede 835 Filistinli hayatını kaybetti ve yaklaşık 6.500 kişi yaralandı” dedi. İsrail’in, Cenin ve Batı Şeria’da gerçekleştirdiği askerî operasyonların her gün düzenli olmasa da belirli bir plan dâhilinde yoğun bir şekilde büyütüldüğünü kaydeden el-Zand “Batı Şeria, özellikle Cenin Mülteci Kampı, İsrail’in eşi benzeri görülmemiş bir askerî tırmanışına şahitlik ediyor. Amaç Batı Şeria’yı ilhak ederek mülteci meselesini kendi barbar yöntemleri ile çözmek ve İsrail toprağını büyütmek” diye konuştu. İsrail işgalinin “Demir Duvar” adını verdiği bu askerî harekâtın salt bir güvenlik operasyonu olmadığını kaydeden Gazzeli araştırmacı el-Zand “Bu, daha derin siyasi boyutlar taşıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu açtığı bu yeni cephe ile Gazze’deki başarısızlıklarını örtmeye ve diğer yandan aşırı sağcıları razı etmeye çalışıyor” diye konuştu.
YENİ BİR SOYKIRIM
Filistinli uzman Muin Naim, Gazze’de sergilediği vahşete rağmen mağlup olan İsrail’in Cenin’in bir diyet olarak gördüğünü söyledi. Gazze’de tüm dünyanın izlediği bir soykırım yaşandığını kaydeden Naim “Gazze halkını diz çöktüremeyen siyonist işgal güçlerinin Cenin’e yönelmesi belirli anlaşma ve ittifaklar dâhilinde gerçekleşti. Gazze, siyonist alçaklığa direnirken Abbas güçleri Cenin’i tam 44 gün boyunca kuşattı. Hedefi direnişin kökünü kazımaktı. Başaramadı ve yarım kalan görevi siyonistler doğrudan üstlendi. Abbas bu kuşatma döneminde İsrail işgaline karşı kullanılacak birçok silaha el koydu ancak istediği sonucu alamadı. Eskiden gizli saklı ifa ettiği uşaklığı artık alenileştirdi. Maşa görevini tamamlayamayınca sahipleri devreye girdi ve Filistin direnişinde özel bir yeri olan Cenin’i teslim almak için harekete geçti. Siyonist güçler başarılı olursa sıra El Halil, Beytullahim ve diğer Batı Şeria bölgelerine gelecek. Netanyahu’nun hükûmetin dağılmaması için yeni bir vahşete ihtiyacı var. Gazze’ye karşı radikal siyonist sağa karşı Cenin’i diyet olarak seçtiler. Cephe büyürse bütün Batı Şeria kan gölüne döner ve yeni bir Gazze soykırımı tablosu ortaya çıkar” uyarısında bulundu.
TERÖR BAHANESİ
İsrail medyası da 2025’in “Batı Şeria’da İsrail egemenliği” yılı olacağını yazıyor. En az Gazze kadar kan döküleceği süreç, terör operasyonu gerekçesi ile yürütülecek. Özellikle Cenin Mülteci Kampında silahlı kişiler ve gizli “sığınaklar olduğu iddiası ile katliam meşru gösterilecek.
DOĞU KUDÜS’E 9 BİN İŞGAL KONUTU DAHA
Kudüs’teki İsrail Belediyesine bağlı Yerel Planlama ve İnşaat Komitesi, ABD Başkanı Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünün ardından, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bir dizi inşaat planını ele aldı. Projelerden en büyüğü, yaklaşık 10 bin Filistinlinin yaşadığı, Doğu Kudüs’ün kuzeyindeki Kefr Akab beldesinin bitişiğinde bulunan ve İsrail’in adını “Atarot Havaalanı” diye değiştirdiği Kudüs Havalimanı’nın arazisine 9 bin konut inşa etmek.