MSB haftalık basın bilgilendirme toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni sonrasında ‘kılıçlı korsan yemin’ metni okuyan teğmenler Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Yüksek Disiplin Kurulu tarafından TSK’dan ihraç edilmişti.
TSK’dan ayırma cezası alan bazı teğmenlerle ilgili sorular üzerine kaynaklar, şunları kaydetti:
“Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni sonrası başlatılan idari ve disiplin soruşturmaları ile YDK süreci büyük bir hassasiyetle yürütülmüştür. Daha önce de vurguladığımız gibi, TSK’da müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olaylara disiplin anlayışı içerisinde bakmakta ve işlemleri de ilgili hukuki mevzuat çerçevesinde yerine getirmektedir.
“GEREKÇE METİN DEĞİL İTAATSİZLİK”
Üstüne basarak bir kez daha vurgulamakta fayda var; alınan kararın okunan metinle ve içerikle hiçbir ilgisi yoktur. Bu olay toplumda gerçekler üzerinden değil, bağlamından koparılarak algılar üzerinden tartışılmakta.
“EN BÜYÜK İFTİRA…”
Bu gençler söyledikleri sözlerden değil, önceden planlı, toplu ve organize bir disiplinsizlik yaptıkları, mutlak itaati bozdukları ve TSK’nın itibarını zedeledikleri için cezalandırıldılar. Teğmenlerin, ‘Mustafa Kemal’in askeriyiz’ dedikleri için cezalandırıldıkları söylemi, Türk Silahlı Kuvvetlerine atılabilecek en büyük iftiralardan biridir, hakarettir. Üstün disiplin anlayışı ile tüm dünyada temayüz eden ordumuzun, başarı çıtasını gün geçtikte daha üst noktalara taşıdığı bir dönemde yıpratılmaması konusunda herkesin daha duyarlı ve dikkatli olması gerekmektedir.”
SURİYE’YE ÜS MÜ KURULACAK?
Bakanlık kaynakları, “Türkiye’nin Suriye’ye iki yeni askeri üs kuracağı” iddialarına ilişkin, şunları söyledi:
Türkiye olarak önceliğimiz, Suriye’nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, Suriye’de istikrarın sağlanması ve terörist unsurların, özellikle PYD/YPG’nin Suriye’nin kuzeyindeki faaliyetlerinin engellenmesidir. Yeni Suriye Hükümeti’nin, Suriye’nin tamamını kapsayacak şekilde istikrarı sağlama ve normalleşme çabalarını destekliyoruz. Bakanlığımızın fonksiyon alanına giren konularda kendilerine elimizden gelen her türlü desteği sunmaya hazır olduğumuzu bildirdik.
Bu kapsamda, geçtiğimiz hafta Bakanlığımızdan görevlendirilen bir heyet marifetiyle ilk temas toplantısı gerçekleştirilmiştir. Her iki taraf da Suriye’nin toprak bütünlüğü, istikrarı ve terör tehdidinden temizlenmesi üzerinde görüş birliğindedir. Basında çıkan bu tür haberlere ihtiyatlı yaklaşmak ve içeriğini iyi okuyup anlamak gerekir. Bu tür konuları konuşmak için şu an çok erken. Yeni Suriye Hükümeti’nin talepleri doğrultusunda Suriye ordusunun kapasitesinin geliştirilmesi maksadıyla müşterek bir yol haritası oluşturularak somut adımlar atılmasına yönelik çalışılacaktır”
EUROFİGHTER İDDİALARI
İspanyol basınında çıkan, “Alınacak 40 adet “Eurofighter Typhoon” savaş uçağının ilk 20 tanesinin ikinci el, diğer 20 tanesinin de yeni olacağına” ilişkin iddiaları değerlendiren kaynaklar, şunları kaydetti:
“Hava Kuvvetlerimizin, harekat ihtiyacının karşılanmasına yönelik 40 adet Eurofighter Typhoon uçağının tedarik edilmesi çalışmalarına devam edilmektedir. Biz değişik konfügrasyonlarda 40 uçaklık alımı gerçekleştirmek istiyoruz. Bu kombinasyonlar değişebilir, şu anda kesin bir şey yok. Görüşmeler sonucunda hazırlanan İhtiyaç Tanımı Dokümanı Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı ve ilgili firmaya gönderildiğini açıklamıştık. Onlardan gelecek fiyat teklifini bekliyoruz. Bizim talebimiz, alınacak ilk uçakların yeni üretim olmasıdır. Ama bunun nasıl olacağı bize gelecek teklifle belirlenecek.”
İSRAİL’E GAZZE TEPKİSİ
TSK’nın, başta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Libya, Kosova, Bosna Hersek ve Katar olmak üzere kardeş, dost ve müttefik ülkelerin haklı davalarına destek vermeyi sürdürerek geniş bir coğrafyada dünya güvenliği, barışı ve istikrarına önemli katkılar sağladığını dile getiren Aktürk, şöyle devam etti:
“İsrail’in, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının Filistin topraklarındaki faaliyetlerini yasaklama kararı, İsrail’in ateşkese ve barışa gölge düşüren başka bir uluslararası hukuk ihlalidir. İlhak politikalarıyla Filistinlileri kendi topraklarından göçe zorlayan İsrail, bu kararıyla Filistin mültecilerinin geri dönüş hakkını da engellemektedir. Filistin halkının Gazze’den sürülmesi, yerlerinden edilmesi veya başka ülkelere gönderilmesine de tamamen karşıyız. Uluslararası topluma, Filistin Devleti’nin tanınması, iki devletli çözüme destek verilmesi ve Gazze’ye kesintisiz insani yardımların ulaştırılması çağrımızı yineliyoruz. Ülkemizin Gazze’ye yönelik insani yardımları kapsamında ilgili kurumlarla koordineli olarak 30 Ocak’ta bir A400M uçağımız ile 24 ton muhtelif malzeme Ürdün’deki Marka Uluslararası Havalimanı’na ulaştırılmıştır.”