YEŞİM ERASLAN’IN HABERİ / ANTALYA – Türkiye nefesini tutmuş KAAN’ın ikinci prototipinin bu yıl içinde Gök Vatan ile buluşmasını beklerken, TUSAŞ Genel Müdürü, hedeflerini ve hayallerini gazetemize anlattı.
Ürünlerin kalitesi, kabiliyeti ve fiyat-performans dengesi sayesinde yurt dışından gelen taleplerin arttığını belirten Demiroğlu, böylece kapasitenin genişletildiğini ve 2024 yılı için belirlenen 5,5 milyar dolarlık ihracat rakamlarının 7,2 milyar dolara ulaştığını söyledi.
Dünya genelinde yaşanan sıkıntıların Türkiye için de geçerli olduğunu ifade eden Demiroğlu “Hedefimiz bu yıl ihracatımızı yüzde 50 artırmak. TUSAŞ olarak özellikle Avrupa pazarına açılmayı önemsiyoruz. Benim şöyle bir hayalim var. TUSAŞ olarak Almanya’ya ATAK helikopteri satmak istiyorum. Şahsi hedefim bu. Şu anda Almanya bu konularda bizimle resmî bir görüşme yapmıyor. Almanya’nın savunma sanayiinin istenilen seviyede olmadığını ve hızlı çözümlere ihtiyaç duyduğunu biliyoruz. Bu sebeple bir gün bizim kapımızı çalacaklarını düşünüyorum ve bu hedef doğrultusunda çalışıyorum” dedi.
Mehmet Demiroğlu, hayallerini ve planlarını muhabirimiz Yeşim Eraslan’a anlattı.
AMERİKA’YA İHA TEKLİFİ
Afrika’da ciddi bir açılımın söz konusu olduğunu ancak herhangi bir bölge sınırlaması yapmadıklarını, ABD dâhil her pazara açılma niyetinde olduklarını ifade eden Demiroğlu “Meksika sınırını koruması amacıyla ABD’ye Aksungur İHA’yı önerdik. İki gün boyunca havada kalabilen bu sistem, etkili bir çözüm olabilir. Şaşırdılar, böyle bir teklif beklemiyorlardı” diye konuştu.
“Bunun dışında, daha önce Türkiye’ye ürün satmayan firmaların şimdi bizimle çalışmak istediğini görüyoruz” diyen Demiroğlu “Bize kamera satmayan bir firma şimdi tekrar iş birliği teklif ediyor. Dedim ki; ‘Siz neredeydiniz şimdiye kadar. Bizim ASELSAN’ımız var, gerekli olanı yapıyor ve kameraları üretiyor.’ Bunu söyleyebilmek var ya, tarifi imkânsız bir haz veriyor insana. Önceliğimiz yerli ürünler. Bu, Türkiye’nin savunma sanayiinde geldiği noktayı gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Demiroğlu ayrıca “Türkiye’nin her şeyi kendi üretmesi gerekmez, ancak kritik teknolojilere hâkim olup entegre edebilme yeteneği çok önemli. NATO yetkilileri ve farklı ülkelerin savunma bakanları tesislerimizi ziyaret ettiğinde gördüklerine inanmakta zorlanıyorlar. Türkiye’nin bu alanda ne kadar ileriye gittiğini anladıklarında ise bizimle iş birliği yapmanın yollarını arıyorlar” dedi.